TR
EN

İznik Vakfı Atölyesi

400 yıl sonra... 

İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın birinci kuruluş amacı, 400 yıl önce üretimi biten İznik çinisini yeniden hayata geçirmek... 

Bu muazzam sanat Osmanlı’da 16'ncı Yüzyıl'da zirvedeyken pek çok gezginle namı dünyaya yayıldı. Şam’ın önemli alimlerinden Bedreddin el- Ghazzi 1529da İzniki görmüş, İznik çini sanatı için Burası çinileri ile meşhurdur, burada yapılan ve kendi adını taşıyan çinileri Çin çinilerinden çok daha güzeldir” demişti. Ünlü gezgin Mehmed Bin Ömer ül- Âşık ise 1597den bir eserinde, Buranın beyaz kilden işlenen kap kacakları, kaseleri ve bilhassa fincanları son derece güzeldir. Çinde işlenenlere benzer, fakat Şamda yine beyaz kille yapılanlarla hiçbir benzerliği yoktur. Burada yapılanların sırçası güzel ve yapılışı incedir” yazmıştı... 

Gezginlerin dilinden düşürmediği, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan’ın ilgisi ve şaheserleriyle altın çağını yaşayan İznik çiniciliği, 17'nci yüzyılda geriledi ve ardında hiçbir belge bırakmadan o muazzam mavi ateş söndü. 

İznikli bu kadim Türk sanatını yeniden hayata geçirmeyi hedefleyen, bugünün teknolojisine kalite ve estetiği bozmadan adapte edilmesi için inanılmaz bir işe girişen İznik Vakfı, önce üretimin ana maddelerini ve reçeteyi keşfetmek için kolları sıvadı. 1995ten itibaren iki yıl boyunca durmaksızın bunun üzerinde araştırmalar yapıldı. Vakfın İznik'te kurduğu AR-GE Merkezinin çalışmaları TÜBİTAK ve ABD Princeton Üniversitesi'nden de destek gördü.

Bu yoğun araştırmalar sonunda, hatta ümitler tükenmek üzereyken orijinal reçeteye ulaşıldı. İznik Vakfı, dünya seramik literatüründe dört asırlık bir araya rağmen hâlâ zirvedeki yerini koruyan İznik çinisini, güncel teknolojiyle ama kaliteyi ve estetiği bozmadan günümüze aktarmayı başardı. Bugün, İznik Vakıf Çinileri 16'ncı yüzyıldaki formüle uygun olarak yüzde 85 oranında kuvarstan oluşuyor. İznik çinisinin özgün renk ve desenlerini, içeriğindeki kuvarsla şifalı ruhunu insanlığın başucunda tutmayı başaran İznik Vakfı’nın çinilerini dünyadaki diğer bütün seramiklerden ayıran en önemli özelliği, ana maddesini oluşturan bu yarı değerli taş; kuvars.

El yapımı, yerli, çevre dostu...

Merkezi İstanbulda bulunan İznik Vakıf Çinileri, çağdaş teknoloji kullanılarak ama geleneksel yöntemlerle İznik'teki atölyede üretiliyor. Tümüyle el yapımı bir karonun üretimi tam tamına 70 gün sürüyor. Her işlem kendi alanında uzman ustaların elinden, çinideki her renk o rengin uzmanı olan sanatçının boyasından... Vakıf, kullandığı boyaları da özel olarak kendisi üretiyor. Uzun sözün kıssası, muhteşem bir yüzyılın mirası olan sanatlarına tekrar kavuşan İznik Vakfı’nın atölyesindeki usta sanatkârlar, yine 400 yıl önce atalarının yaptığı gibi adeta sanat yapmıyor ibadet ediyorlar...

İznik Vakfı, yapılarda kaplama malzemesi olarak kullanılan karoların dışında "evani" denilen tabak, çanak, kase, vazo, kandil gibi kap kacak da üretiyor. Sektörde C2C Belgesine sahip ve European Route of Ceramics üyesi olan tek kuruluş olan İznik Vakfı’nın çinileri gerek hammaddeleri, sır ve boyaları gerekse üretim bakımından çevre dostu.